‘Siyasi hiyerarşik bir bağı tanımladım’

Kadın örgütleri, barolar ve siyasi partiler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nden (İstanbul Sözleşmesi) çekilmesini 2022’de Danıştay’a taşımıştı. Danıştay’da bu devalara bakan heyetin için İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) AKP döneminde 1. Hukuk Müşavirliği görevindeyken 2018’de Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Danıştay’a atanan ve Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine ilişkin davalara bakan Lütfiye Akbulut’un bulunması ise tepkilere neden olmuştu. Sözleşmeden geri çekilinmesine ilişkin yürütmenin dururulması talebi ise Akbulut’un da aralarında olduğu 3 Danıştay üyesi tarafından reddedilmişti.

‘ERKAN’A HAKARET DAVASI AÇILMIŞTI’

Bu karara başta avukatlar olmak üzere toplumun her kesiminden tepkiler yükselmişti. Bu kapsamda o dönem Halkın Kurtuluş Partisi’nin (HKP) MYK üyesi olan ve çekilmeye karşı açılan davaların avukatlarından Doğan Erkan, sosyal medya hesabından Akbulut’a yönelik “Erdoğan’ın emireri” ifadesini kullanarak eleştirirken, Akbulut hakkında da “reddi hâkim” talebinde bulundu. Erkan’ın bu eleştirisine yönelik Akbulut da Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusu yaptı. Ardından başsavcılık, Erkan’ın “kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret” suçundan ifadesinin alınması talimatını verdi.

‘ERDOĞAN’IN EMİRERİ’

Bu gelişmeler kapsamında davanın ilk duruşması dün Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. 2 yıla kadar hapsi istenen tutuksuz sanık Erkan, duruşmada hazır bulundu. Erkan savunmasında Ankara Barosu Toplumsal Davalar ve Hukuk Araştırmaları Merkezi’nin (TODAM) başkanı olduğunu ifade ederek, “O dönem toplumcu bir avukat olarak bütün davalara ya asil ya da vekil olarak katıldım. Müştekinin İBB’de hukuk müşaviriyken Recep Tayyip Erdoğan tarafından Danıştay’a atandığını öğrendim. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı Kararı (CBK) ile sözleşmeyi festhetmesi nedeniyle kendisinin atadığı bir hukukçunun da davaya bakmasının doğru olmayacağından reddi hâkim talebinde bulundum. Reddi hâkim talebimin kararı açıklanmadan sözleşmeden çekilmemize ilişkin yürütmenin durdurulması yönünden talebimiz reddedildi. Ben bu sebeple dava konusu olan paylaşımımda bulunarak, ‘Erdoğan’ın emireri’ dedim. “Bu dava bizler ve onların davasıdır” diyen Erkan, “Erdoğan’ın ‘Kadın-erkek fıtratı ayrıdır’ diye bir ifadesi var. Ortada kadın-erkek eşitliğini kabul etmeyen bir tutum vardır. Erdoğan ile müşteki arasında siyasi hiyerarşik bir bağ var. Hâkimlerin içselleştirdikleri bir emireri durumu vardır. Hâkim oraya bağlı hissettiği için o iradeye uygun karar vermiştir. Müşteki görevini yapmıştır. Emireri ifadem hakaret değildir. Hiyerarşik bir bağı tanımladım” ifadelerini kullandı.

‘ÇEKİLMEYEREK HAK ETTİ’

Sanık avukatı Candan Dumru, İstanbul Sözleşmesi’nin ilk İstanbul’da imzaya açılması ve ilk Türkiye tarafından imzalanması gerekçesiyle önemli olduğunu savundu. Av. Dumru, “Sözleşme, sözleşmeye karşıt gruplar tarafından çarpıtıldı. Sözleşme, kadınlara ve kız çocuklarına şiddet uygulamayı kendine hak gören yobaz bir kesim tarafından hedef alındı. İç siyasetinde bu duruma uygun olmasıyla, fıkra olasa gülünecek bir uygulamayla sözleşmeden çekilindi” dedi. Dumru, Akbulut’un Erdoğan tarafından Danıştay’a atanmasının tarafsızlığa gölge düşürdüğünü ileri sürerek, “Dolayısıyla heyetin davadan çekilmesi istendi. Ancak çekilmeyip karar vermesiyle de bu eleştirileri hak ettiklerini gösterdi. Heyet bu yükümlülüğü göğüslemeli ve üstlenmelidir” diye konuştu. Sanıklar Akbulut’un duruşmada dinlenmesini ve özgeçmişinin dosyaya eklenmesini talep etti. Mahkeme başkanı talepleri reddederek, duruşmayı 13 Kasım’a erteledi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir