Ordu tahliye emri verdi: İsrail Refah’a saldıracak mı?

İsrail ordusu, Gazze Şeridi’nin güneyinde, zorla yerinden edilmiş yüz binlerce Filistinlinin sığındığı Refah’ın doğu mahalleleri için bu sabah tahliye emri verdiğini duyurdu. Önce İsrail devlet basınının duyurduğu, ardından İsrail ordusu tarafından teyit edilen tahliyenin İsrail’in Refah’taki ‘sınırlı kapsamlı operasyonunun’ bir parçası olduğu belirtildi. Ordu, Filistinlilere El Mevasi ve Han Yunus’taki ‘insani bölgelere gitme’ çağrısı yaptı. Ordunun açıklamasında, posterler, kısa mesajlar, telefon ve medya anonslarının ‘sivillerin kademeli olarak belirli alanlara hareket etmesi için’ kullanılacağı ifade edildi.

İsrail ordusu, Refah’ın tahliyesi için bir ‘zaman çerçevesi koymayacaklarını’ ve ‘operasyonel değerlendirme yapacaklarını’ da iddia etti. Ordu, Refah’ın tahliyesi kapsamında kentten 100 bin kişiyi tahliye etmelerinin gerekeceğini tahmin ettiklerini bildirdi.

UNRWA: SONUÇLARI 1,4 MİLYON İNSAN İÇİN YIKICI OLUR

İsrail’in Refah’ı tahliye etmeye başlaması ise Mısır’ın başkenti Kahire’de Hamas heyetinin de katıldığı ateşkes ve rehine takası görüşmelerinin ardından geldi. İsrail, son aylarda Mısır sınırındaki Refah kentine kara harekatı başlatma sinyali verirken, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, Kahire’deki son görüşmeler öncesinde yaptığı açıklamada, ‘anlaşma olsa da olmasa da’ Refah’a saldırı olacağına işaret etmişti.

İsrail ordusunun bugün sabah saatlerinde Refah kentinin doğu mahallelerinde başlattığı tahliyelerin ardından Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’ndan (UNRWA) da konuya ilişkin açıklama yapıldı.

UNRWA, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı açıklamada, UNRWA’nın mümkün olduğu sürece Refah’ta kalmaya devam edeceğini ve bölgedeki halka yardım sağlamayı sürdüreceğini belirtti. İsrail’in olası kara saldırısının bölgede neden olacağı sonuçlara dair ise açıklamada, “İsrail’in Refah’a saldırması daha fazla sivilin acı çekmesi ve ölmesi anlamına gelecektir. Bunun sonuçları 1,4 milyon insan için yıkıcı olur” denildi.

‘EN AZINDAN ŞİMDİLİK HEDEF ALINAN BÖLGEDE OLMASAM DA…’

Reuters haber ajansının aktardığına göre, Refah kentinin kuzeyinde ailesiyle birlikte kalan Gazzeli Abu Humey, ‘ne yapacaklarını bilmediklerini’ söyleyerek şöyle konuştu: “Refah’ın doğu bölgesindeki insanlara, aynı zamanda Refah geçişinin yakınlarındaki batıda olanlara, oradan ayrılmalarını söylüyorlar… Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Hedef alınan bölgede olmasam da – en azından şimdilik – ailemi Deyr El Belah’a götüreceğim.”

İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz ise ordunun Refah kentine yaptığı tahliye emrine ilişkin açıklamasında, “Gazze’deki savaşımız, birebir aynı hedeflerle devam ediyor: Tüm rehinelerin serbest bırakılması ve Hamas’ın yenilmesi” ifadelerini kullandı.

BELÇİKA: İSRAİL’E KARŞI YENİ YAPTIRIMLAR ÜZERİNDE ÇALIŞIYORUZ

Belçika Başbakan Yardımcısı Petra De Sutter de İsrail’in Gazze’deki Refah bölgesine yönelik olası saldırı planını eleştirerek, İsrail’e karşı yeni yaptırımlar üzerinde çalıştıklarını bildirdi.

De Sutter, X sosyal medya platformundan İsrail’in Refah’a muhtemel kara saldırısına ilişkin açıklama yaptı. Belçikalı yetkili, ‘İsrail’in Refah bölgesinden Filistinlilerin gönderilmesine yönelik çağrısı ve ilan edilen işgalin katliama yol açacağı’ uyarısında bulundu. Belçika’nın İsrail’e karşı yeni yaptırımlar üzerinde çalıştığını aktaran De Sutter, Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki ile görüşeceğini belirtti.

BM RAPORTÖRÜ ALBANESE: REFAH’A OLASI SALDIRI KATLİAM OLUR

Öte yandan, Birleşmiş Milletler (BM) Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese de 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail’in yoğun saldırıları altında bulunan Gazze’deki son duruma ilişkin AA muhabirine değerlendirmede bulundu. Albanese İsrail’in Gazze’nin güneyindeki Refah’a olası saldırısının ‘sivil halka saldırı’ ve ‘katliam’ olacağı uyarısını yaptı.

Albanese, Gazze’deki duruma ilişkin olarak, şu ifadeleri kullandı: “İsrail, 7 aydan uzun süredir yoğun yerleşim bölgesinde sıkışıp kalmış nüfusa karşı saldırı başlattı. Sivil altyapının yüzde 70’i yok edildi. Ölü sayısı, sadece bombalar ve keskin nişancılar yüzünden artmaya devam etmiyor, aynı zamanda yaraları tedavi etmenin imkansızlığından da kaynaklanıyor. Antibiyotik, ağrı kesici, dezenfektan, doktor ve sağlık personeli yok.”

‘BU, ASKERİ BİR MÜCADELE DEĞİL, SİVİL HALKA YÖNELİK BİR SALDIRI’

Albanese, İsrail’in saldırılarının durmasının beklenmediğini dile getirerek, Refah’a yönelik olası saldırıya değindi. Albanese, “Bunun bir saldırı ve bir askeri mücadele olmadığının farkında mıyız? Bu sivil halka yönelik bir saldırıdır. Bu gaddarlığın sona ermeden önce daha kaç canın alınması gerekiyor?” ifadesini kullandı.

Refah’a yönelik saldırının insani, hukuki ve siyasi yönleri olduğuna işaret eden Albanese, “Hukuki açıdan bakıldığında bu operasyonun sürdürülmesinin hiçbir gerekçesi yok. Ateşkes sağlanmalı. Bunun nedeni, bu hiçbir zaman bir meşru müdafaa savaşı olmadı. İsrail’in yaptığının meşru müdafaa olduğu iddia edilemez” ifadelerini kullandı.

‘İSRAİL, İNSANİ İHTİYAÇLARI BAŞKASININ GİDERMESİNİ DE ENGELLİYOR’

BM Raportörü Albanese, Gazze’ye saldırıların İsrail’in iç politikasında da gündem olduğunu kaydederek, “Başbakan’ın (Benjamin Netanyahu) sadece başbakan olarak değil, politikacı olarak da geleceği konusunda kaygıları var ancak kendisine karşı hem ulusal hem de uluslararası düzeyde yürütülen adli işlemlerin herkes farkında” dedi.

İşgal altındaki Filistin topraklarında insani durumun korkunç olduğunu söyleyen Albanese, işgalci güç olarak İsrail’in uluslararası insancıl hukuk kapsamındaki ‘insani ihtiyaçların giderilmesine yeterli erişimi sağlama yükümlülüğünü’ yerine getirmediğini hatırlattı.

BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese , “İsrail, Gazze’de insani ihtiyaçları başkasının gidermesini de engelliyor. İnsani yardım konvoyları büyük bir gecikmeyle Gazze’ye giriyor ve hedef de alınıyor. Çaresiz durumda olan ve yardıma ulaşmak için toplanan Filistinliler de vuruluyor. Bu ortamda çaresiz, yoksul ve açlıktan ölmek üzere olan Filistinlilerin bulunduğu Refah’a saldırı, bu koşullar altında tam bir katliam olacak. Uluslararası düzeyde de bu farkındalığın olduğunu biliyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

(DIŞ HABERLER SERVİSİ)